Physical Address
304 North Cardinal St.
Dorchester Center, MA 02124
Physical Address
304 North Cardinal St.
Dorchester Center, MA 02124

Tarih, demokrasinin kılıfı altında otoriterleşen rejimlerle doludur. Çoğu zaman bu süreç, ani darbelerle değil, kademeli manipülasyonlarla, korku atmosferiyle ve halkın kendi rızasını kazanarak gerçekleşir. Özgürlüklerin nasıl ve ne zaman elimizden kayıp gittiğini fark edemeyebiliriz; çünkü baskıcı sistemler, çoğu zaman halkın iyiliğini düşündüğünü iddia eden sözde demokratik yönetimler olarak sahneye çıkar. V for Vendetta filmi üzerinden demokrasinin yozlaşması konusunu incelediğimiz bu yazıda, özgürlükten baskıya giden yolu ve bu süreçte medyanın, korkunun ve manipülasyonun rolünü derinlemesine ele alacağız.

Filmde Norsefire rejimi, halkın güvenliğini sağlama bahanesiyle iktidarı ele geçirir. Ancak bu sadece bir bahanedir; rejimin gerçek amacı mutlak kontrol sağlamaktır. Önce terör saldırıları ve biyolojik krizler kullanılarak korku ortamı yaratılır, ardından bu krizlere karşı olağanüstü önlemler alınır. Bu süreç, 1933’te Almanya’daki Reichstag yangınına oldukça benzer; Hitler, bu yangını bahane ederek olağanüstü yetkiler elde etmiş ve özgürlükleri kısıtlamaya başlamıştır. V for Vendetta filmi üzerinden demokrasinin yozlaşması sürecinde de benzer taktikler kullanılarak halkın rızası kazanılmaya çalışılır.
Bir sonraki aşama medya kontrolüdür. Filmde, televizyon kanalları tamamen hükümetin propagandasını yapar. Halkın bilmesi gereken “gerçek”, devlet tarafından belirlenir ve sistemin dışındaki tüm haber kaynakları susturulur. Benzer şekilde, Sovyetler Birliği’nde Pravda gazetesi ve ABD’de McCarthy dönemi medyası, iktidarın çizdiği çerçevenin dışına çıkmamıştır. V for Vendetta filmi üzerinden demokrasinin yozlaşması sürecinde de medyanın bu şekilde manipüle edilmesi, halkın gerçekleri görmesini engeller ve rejimin güçlenmesine yardımcı olur.
Kriz Yaratma ve Korku Ortamı Oluşturma: Filmde Norsefire hükümeti, kendi düzenlediği biyolojik saldırılarla halkın paniğe kapılmasını sağlar. Bu korku, hükümetin olağanüstü yetkiler elde etmesi için bir bahane olarak kullanılır. Gerçek dünyada benzer bir strateji, 1933’te Almanya’da Reichstag yangınında görüldü. Hitler, komünistlerin yangını çıkardığını iddia ederek olağanüstü hal ilan etti ve bireysel özgürlükleri askıya aldı.
2001’de ABD’deki 11 Eylül saldırıları sonrası çıkarılan Patriot Act (Vatanseverlik Yasası) da terör tehdidine karşı bir önlem olarak sunulmuş, ancak geniş yetkiler sağlayarak bireysel mahremiyeti ciddi şekilde kısıtlamıştı. V for Vendetta filmi üzerinden demokrasinin yozlaşması sürecinde de krizler ve korku ortamı, yönetimin kontrolü artırması için bir araç olarak kullanılır.

Medya Manipülasyonu ve Gerçeklerin Çarpıtılması: Filmde hükümet, medya aracılığıyla yalnızca kendi anlatısını yayarak halkı yönlendirir. Tüm haberler sansürlenir ve rejimi eleştirenler susturulur. Tarihte benzer bir durum, Nazi Almanyası’nda Joseph Goebbels’in propaganda makinesi ile yaşandı. Goebbels, basını tamamen kontrol altına alarak halka sadece Hitler’in anlatısını sundu.
Sovyetler Birliği’nde de Pravda gazetesi dışında hiçbir bağımsız medya kaynağına izin verilmedi. Bugün bazı otoriter rejimlerde bağımsız gazeteler kapatılmakta, sosyal medya sansürlenmekte ve gazeteciler tutuklanmaktadır. Örneğin, Rusya’da bağımsız gazeteciler sık sık casuslukla suçlanarak hapsedilmiş, bazı ülkelerde basına yönelik baskılar artmış ve Macaristan’da medya tamamen devlet kontrolüne geçmiştir. V for Vendetta filmi üzerinden demokrasinin yozlaşması sürecinde de medyanın kontrol altında tutulması, halkın doğru bilgiye ulaşmasını engeller ve rejimin devamlılığını sağlar.

Özgürlüklerin Kademeli Olarak Kısıtlanması: Filmde ilk başta yalnızca olağanüstü durumlar için getirilen yasaklar, zamanla kalıcı hale gelir. Sokağa çıkma yasakları, ifade özgürlüğünün kısıtlanması ve hükümete karşı çıkan herkesin susturulması normalleşir. Tarihte bunun en net örneği, 1930’ların Almanya’sında Yahudilere karşı çıkarılan yasalarla görülmüştür. Önce küçük düzenlemelerle başlayan süreç, sonunda Yahudilerin tüm vatandaşlık haklarını kaybetmesine yol açmıştır.
Benzer şekilde, 1970’lerde Şili’de Pinochet rejimi de muhalifleri ortadan kaldırmak için güvenlik yasalarını kullanmıştır. V for Vendetta filmi üzerinden demokrasinin yozlaşması sürecinde de özgürlüklerin kısıtlanması, halkın direncini zayıflatır ve rejimin güçlenmesine zemin hazırlar.
Düşman Üretme ve Toplumu Kutuplaştırma: Filmde, rejim halkı birleştirmek için yapay düşmanlar yaratır. V, hükümetin gözünde tehlikeli bir anarşist olarak sunulur. Tarihte bu strateji, otoriter rejimler tarafından sıkça kullanılmıştır. Hitler Yahudileri, Stalin kapitalistleri, McCarthy ise komünistleri hedef göstermiştir.
Günümüzde de bu strateji sıkça görülmektedir; Çin’de Uygurlar terörist olarak damgalanmış, ABD’de bazı siyasi gruplar göçmenleri iç tehdit olarak göstermiş, Rusya’da ise hükümeti eleştirenler “dış güçlerin ajanı” olarak suçlanmıştır. V for Vendetta filmi üzerinden demokrasinin yozlaşması sürecinde de düşman yaratma, halkı ayrıştırmak ve rejime karşı muhalefeti engellemek için kullanılır.
Filmin en güçlü mesajlarından biri, halkın kolektif gücüdür. V for Vendetta’da uzun süre sessiz kalan halk, sonunda bilinçlenerek rejime karşı durur. Gerçek dünyada da bu tür baskılara karşı koyan toplumlar tarih yazmıştır. 1789 Fransız Devrimi, halkın monarşiye karşı ayaklanarak demokrasiyi talep ettiği büyük bir kırılma noktasıdır. Arap Baharı, otoriter rejimlere karşı halk hareketlerinin nasıl bir domino etkisi yarattığını göstermiştir.
1989’da Doğu Almanya’da Berlin Duvarı’nın yıkılışı da kitlesel halk hareketlerinin, baskıcı sistemleri nasıl altüst edebileceğine güçlü bir örnektir. V for Vendetta filmi de halkın direnişinin önemini vurgulayarak, demokrasinin yozlaşmasına karşı umudu canlı tutmaktadır.Ancak direniş sadece devrimle olmaz. Gerçek demokrasi, halkın yalnızca sandık başında değil, günlük yaşamında da bilinçli bir şekilde varlık göstermesiyle korunur.
Bilgiye erişmek, medya manipülasyonuna karşı uyanık olmak ve eleştirel düşünceyi kaybetmemek, otoriterleşmeye karşı en büyük savunma mekanizmalarımızdır. V for Vendetta filmi de bu noktaya dikkat çekerek, demokrasinin yozlaşmasına karşı bireysel sorumluluğumuzu hatırlatır.

Tarih bize gösteriyor ki, hiçbir rejim bir gecede diktatörlüğe dönüşmez. Bu, yavaş ve sinsice ilerleyen bir süreçtir. Halkın sorgulama yetisini kaybetmesi, medyanın tek ses haline gelmesi ve güvenlik kaygısının özgürlüklerin önüne geçmesi, demokrasinin çöküşüne zemin hazırlar. V for Vendetta, sadece bir aynı zamanda demokrasinin ne kadar önemli olduğunu ve onu korumak için ne kadar dikkatli olmamız gerektiğini gösteren bir uyarıdır.
V for Vendetta filmi üzerinden demokrasinin yozlaşması konusunu ele aldığımız bu yazıda, özgürlükten baskıya giden yolun nasıl döşendiğini ve bu süreçte medyanın, korkunun ve manipülasyonun ne kadar etkili olduğunu gördük. Unutmayalım ki, demokrasiyi korumak için her birimizin sorumluluğu var.
V for Vendetta’nın bize hatırlattığı gibi: “Hükümetler halktan korkmalı, halk hükümetlerden değil.”
Biraz da daha güvenli şeyler hakkında okumak isterseniz kızını korumak isteyen bir baba ve emniyet kemeri icadı için bekleriz.